Onlar ki uzun derslerin ve sıkıcı akşamların kurtarıcısı
olarak bellediğimiz akıllı telefon oyunlarımız, onlar ki arkadaş ortamının yeni
rekabet konuları… Evet, onlar koşmalı zıplamalı, rekor kırma amaçlı Iphone
oyunları! Benim kullanmayı sevdiğim bir deyişle: Koşmalı oyunlar!
İnanın bu oyunlarda koştuğumun milyonda birini gerçekte
koşmuş olsaydım, şimdi diyet yapmama gerek kalmazdı, fit bir vücudum olurdu. Bu
oyunlarda koştuğumun yarısını gerçekten koşabilseydim eğer, Olimpiyatlara
giderdim! Sabah akşam, sıcak soğuk demeden, vize final önemsemeden koşuyorum
arkadaş! Ve evet biliyorum, yalnız değilim. Ve biz, binlerce insan, yanılıyor
olamayız!
İlk göz ağrım Temple Run’dı. O kâbuslarıma girebilecek
güçteki ÖCÜlerden kaçmak için kahramanımızı bir oraya bir buraya sürükledim.
Sonrasında Running Fred’le tanıştım. Ne yalan söyleyeyim, Fred’i oğlum olsa
ancak bu kadar sevebilirim. O güzelim turuncu saçlarını, kötü kurukafadan kurtarmak
için çok emek harcadım. En uzun soluklu oynadığım koşmalı oyun olarak, yeri hep
ayrı kalacak!
Üçüncü koşmalı oyun da Subway Surfers. Metroda grafiti yapmaya
çalışırken bekçiye yakalanan gençlerimizin koşturmasına ortak oluyorum burada
da. Yol üzerindeki güçlendiricileri toplayıp, rekorlara imza atabiliyorsunuz.
En resmi ve en asil koşmalı oyunumuz da Agent Dash! Diğer
oyunlarda hep birilerinden kaçarken yakası paçası dağılan kahramanlarımıza
inat, Agent Dash coolluğundan asla ödün vermiyor ve karizmatik takım elbisesi
içinde maceradan maceraya atılıyor.
Ben mi? Ben de, bu soğuk havalarda, pijamalarımla ve bir
fincan çayımla, şarjımın götürdüğü yere kadar onlara eşlik ediyorum.
Spor olarak koşmalı oyunları tercih ediyorum!
S.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder