22 Kasım 2012 Perşembe

Spor: Koşmalı Oyunlar!


Onlar ki uzun derslerin ve sıkıcı akşamların kurtarıcısı olarak bellediğimiz akıllı telefon oyunlarımız, onlar ki arkadaş ortamının yeni rekabet konuları… Evet, onlar koşmalı zıplamalı, rekor kırma amaçlı Iphone oyunları! Benim kullanmayı sevdiğim bir deyişle: Koşmalı oyunlar!

İnanın bu oyunlarda koştuğumun milyonda birini gerçekte koşmuş olsaydım, şimdi diyet yapmama gerek kalmazdı, fit bir vücudum olurdu. Bu oyunlarda koştuğumun yarısını gerçekten koşabilseydim eğer, Olimpiyatlara giderdim! Sabah akşam, sıcak soğuk demeden, vize final önemsemeden koşuyorum arkadaş! Ve evet biliyorum, yalnız değilim. Ve biz, binlerce insan, yanılıyor olamayız!

İlk göz ağrım Temple Run’dı. O kâbuslarıma girebilecek güçteki ÖCÜlerden kaçmak için kahramanımızı bir oraya bir buraya sürükledim. Sonrasında Running Fred’le tanıştım. Ne yalan söyleyeyim, Fred’i oğlum olsa ancak bu kadar sevebilirim. O güzelim turuncu saçlarını, kötü kurukafadan kurtarmak için çok emek harcadım. En uzun soluklu oynadığım koşmalı oyun olarak, yeri hep ayrı kalacak!

Üçüncü koşmalı oyun da Subway Surfers. Metroda grafiti yapmaya çalışırken bekçiye yakalanan gençlerimizin koşturmasına ortak oluyorum burada da. Yol üzerindeki güçlendiricileri toplayıp, rekorlara imza atabiliyorsunuz.

En resmi ve en asil koşmalı oyunumuz da Agent Dash! Diğer oyunlarda hep birilerinden kaçarken yakası paçası dağılan kahramanlarımıza inat, Agent Dash coolluğundan asla ödün vermiyor ve karizmatik takım elbisesi içinde maceradan maceraya atılıyor.

Ben mi? Ben de, bu soğuk havalarda, pijamalarımla ve bir fincan çayımla, şarjımın götürdüğü yere kadar onlara eşlik ediyorum.

Spor olarak koşmalı oyunları tercih ediyorum!

S.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder