Bazen insanları hayatımıza o kadar almak isteriz ki
gözümüzde çok büyütürüz. Yanlışlarını kusurlarını görmek istemeyiz. Hele ki
hislerimiz kontrolsüz bir şekilde derinleştiyse, arkadaşlarımızın görüşlerini
bile istemeden de olsa kulak arkası ederiz. O insanı nasıl görmek istiyorsak
öyleymiş gibi davranırız.
O kadar hayal kurarız ki bazen hayalini kurduğumuz şeyleri
yaşamış gibi hissederiz. Onun bir bakışına derin anlamlar yükleyip, ağzından
çıkan her sözü itinayla dinleyip aslında hiç ilgilenmiyormuş gibi yaparız. Biri
onun adını andığında sanki dünya durur; yanında başka ismi duyduğunuz zaman da
bir anda tersine dönmeye başlar. Çevresindeki herkes ondan hoşlanıyormuş da
kimse onu rahat bırakmıyormuş gibimize gelir. Çok sevdiğimiz birini onun
yanında görünce kinlenip bir anda düşman oluruz.
Eğer buraya kadar yazdığım her şey sizin de başınıza
geldiyse; siz de benim gibi platonik aşıksınız. Hem de körü körüne. Söyleyeceklerim
daha bitmedi. Umuyorum buradan sonra yazacaklarım sizin için geçerli değildir.
Ya adını duyunca kalp atışlarımızın hızlandığı, durduğu ya
da yavaşladığı o tek kişi bizim sevgimizin bir damlasını bile hak etmiyorsa?
Benim hikayem böyle devam ediyor. On tane gönlünüz olsa bir
tanesini bile vermeyeceğiniz biri belki de. Ama ben tek gönlümü ona verdim…
Gereksiz egoist, fazla kibirli, çevresindeki herkesi yönetebileceğini düşünen
kadın düşmanına! Sesini duyduğumda büyülendiğim insanın aslında hiç de hayal
ettiğim gibi biri olmadığını öğrendim dün. Daha doğrusu her gün kendime
söylediğim ama içten içe inanmadığım ya da bir türlü kabul etmek istemediğim
gerçekle karşılaştım. Aslında böylesi daha iyi oldu. Peki neden canım bu kadar
acıyor? Arkadaşlarımın bana anlattığı hikayeler neden şimdi gerçekçilik
kazanmaya başladı? Henüz bu sorulara cevap bulamadım. Fakat başka şeylerin
farkına vardım!
Açıkçası mütevazi olamayacağım. Arkadaşlarım arasında
sevilen, sözü geçen biriyimdir. Bir buçuk yıldır neden kalbime söz geçiremedim
bilmiyorum ama ben değerli biriyim. Bu zamana kadar değer verdim ve gerçekten
değer gördüm. Neden değersiz biri için değersiz hissedeyim! Çevremdeki insanlar
beni gerçekten seviyorlar ki dün bu olayları öğrendiğimdeki ve sonrasındaki tutumlarıyla
bunu kanıtladılar.
Tabi ki hemen geçmeyecek. Tabi ki her Göksel-Uzaktan çıktığı
zaman o gelecek aklıma. Tabi ki onu gördüğümde dünya duracak. Ama artık daha
hızlı ve ileriye dönmeye başlayacak. Çünkü durduğunda ya da geriye döndüğünde o
kadar çok şey kaybettim ki şimdi onları tekrar kazanmalıyım.
Bunca yıllık platonik aşk tecrübelerime dayanarak bir iki
laf da siz takipçilerimize söylemek istiyorum… Eğer birisinin yanında değersiz
hissediyorsanız; orda işiniz yok! Eğer arkadaşlarınız size “sana göre değil”
diyorsa; haklılık payları olabilir. Çünkü onlar olayları duyguyla değil
mantıkla değerlendiriyor. Sizin görmek istemediklerinizi görüp, duymak
istemediklerinizi duyuyorlar.
Vee son olarak eklemek istediğim bir şey daha var. Ben
bugüne kadar ilişkiler konusunda hiç yanılmadım. Arkadaşlarıma hep
harika tavsiyeler verdim. Dediklerimi yapmayanlar pişman olup “haklıymışsın!”
dediler. Ama derseniz ki madem öyle sen niye ters köşeye yattın. O sorunun da
cevabını hala aramaktayım…
G
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder